BATI KARADENİZ DENİZ KAYAĞI 16-17 AĞUSTOS 2014
BATI KARADENİZ DENİZ KAYAĞI 16-17 AĞUSTOS 2014
24.08.2008 amasra’dan İstanbula’a doğru yola çıkıp, Karadeniz'de yolculuğu yapmıştık üyelerimizden Çağlar ile. 200 deniz mili süren toplam bu yolculuğu 1 hafta planlanmıştı. Ama gel gelelim, Karadeniz bu. Bir gün dursa ikinci gün fırtına yapar aynı gün karayel de eser, poyrazda. Kimi zaman mutedil, kim zaman durgun, kimi zaman fırtınaya döner bu belirsiz deniz. Durum böyle olunca gün ve gün kayağı uygun yerlerde bırakıp defalarca gidip tamamladık bu yolculuğu. Benim için Karadeniz, hala ulaşılamayan güzellikleri ile hep ilham vermiştir. Yolu olmayan fırtınalar direnen yüksek kayalıkları veya yeşilin geçit vermeyen her tonu.
16 ağustos günü bodeka’dan 09:45 civarı biten kayak yüklemelerimiz sonrası sevgili eşim Gülhun ile Ağva’ya doğru yola çıktık. Uygun zemin bulmak zorda olsa 13:30’da Ağva deresinin neredeyse en içlerinden suya inebildik. Başladığımız yolculuk tamamen kıyı dokusunu taramak ve havanında azizliğine uğramadan içlerde neredeyse el değmemiş kayalıklara ulaşmaktı. 7.50 mil süren keyifli yolculuğumuzu poyraza kapalı insanlara uzak bir kamp alanında sonlandırdık. Gün batışını ve yıldızları görmenin metebolizma saatini devreye soktuğu bu güzel koyda, hafifte kırağı düşmesine sahit olarak 21:00 civarı uyku moduna geçtik.
Sabahın ilk ışıkları, deniz kamplarında yola çık sinyali verir insanlara, hele bir de kayakçıysan. Durum böyle olunca sıcağa kalmadan yola çıkmak bir farzdı bizim için. Kamp yeri toparlamak ve güzel bir kahvaltı sonrası, yola geriye dönmeden devam ettik. Havanın hafif bulutlanma sonrası açılması bize güç vermişti. Çok çok güzel kayalıklar ve kısmen de plajlardan hiç mola vermeden ilerlememiz devam ettik. Saat 11:00 civarı geri dönüşe karar verdik. Yol boyunca, en az 5 mağara en az 10 tünel geçişi yaptık. Bir de Gülhun’la eskimo dönüşü, kürekle süpürme çalıştık. Malum hava sıcak olunca eskimo roll kaçınılmaz oluyor.
16:00 civarı biten faaliyetimiz sonrası, çoğalan bulutlar eşliğinde İstanbul’a doğru yola çıktığımızda bulutların sert esintisi bizi Beykoz’da yakaladı. Sonrası malum yoğun bir yağmur ve titreten rüzgar, biz sadece çok şanslıydık
Gülhun ve İlker Gürbüz
Yorumlar
Yorum Gönder